Fantezi gerçeğe dayalıdır.
- Fantasy is based on reality.
Konuşan sözlük artık bir fantezi değil.
- A talking dictionary is no longer a fantasy.
Tom bir hayal dünyasında yaşıyor.
- Tom lives in a fantasy world.
Tom bir hayal dünyasında yaşıyor.
- Tom lives in a world of fantasy.
Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.
- Living in poverty is some women's fantasy. They think it's somewhat romantic.