Sami aceleci bir sonuca vardı.
- Sami drew a hasty conclusion.
Çok aceleci olmayalım.
- Let's not be too hasty.
Onun yalan söylediği sonucuna varmada çok aceleci davrandım.
- I was too hasty in concluding that he was lying.
O bana cevap vermede biraz acele idi.
- She was a bit hasty in answering me.
Bu hızlı bir çeviriydi.
- This was a hasty translation.