The last thing I want to do is cause you a problem.
- Yapmak istediğim son şey sana bir probleme neden olmak.
Erection problems can have various causes.
- Ereksiyon problemlerinin çeşitli nedenleri olabilir.
Tom has never been in trouble in his life.
- Tom asla onun hayatında bir problem içinde olmadı.
Tiny mistakes can sometimes lead to big trouble.
- İnce hatalar bazı zamanlar büyük problemlere yol açar.
Did Tom solve the geometry problem? He said he didn't manage to. The question was too difficult for him, as well.
- Tom geometri problemini çözdü mü? Başarmadığını söyledi, soru onun için de zordu.
Bu mesele gerçek bir sorundur.
- This problem is a real challenge.
Bu evvela üzerinde çalışmamız iktiza eden meseledir.
- This is the problem we should work on first.
Bu büyük bir sorun olabilirdi.
- This could become a big problem.
Sorun konusunda sessiz kaldı.
- She kept silent about the problem.
Bu yazılımı derlerken bazı sorunlarla karşılaşıyorum.
- I'm having some problems compiling this software.
Bu sorun tartışılmaya değer.
- This problem is worth discussing.
Bir çocuğu ne kadar şımartırsak, o kadar problemli olur.
- The more we spoil a child, the more problematic he will be.
Onlar bize sorunlu çocuklar diyorlar.
- They call us problem children.
Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
- Can you identify the problem areas?