Meseleyi yarın tartışacağız.
- We're going to discuss the problem tomorrow.
O bir Birinci Dünya meselesidir.
- That's a First World problem.
Sorun konusunda sessiz kaldı.
- She kept silent about the problem.
Bu büyük bir sorun olabilirdi.
- This could become a big problem.
Bir çocuğu ne kadar şımartırsak, o kadar problemli olur.
- The more we spoil a child, the more problematic he will be.
Erkek arkadaşın sorunlu bir kişi ama bırakmak ya da kopmak için yeterince iyi bir neden değil.
- Your boyfriend is a problematic person, but that's not a good enough reason to give up or break off your relationship.
Agh. Annemden bir hediye almak için uzun bir süre bekledim. Ancak, çok sorunludur.
- Agh. I waited for a long time for the receipt of a present from my mother. However, it's very problematic.
Bu sorun tartışılmaya değer.
- This problem is worth discussing.
Bu yazılımı derlerken bazı sorunlarla karşılaşıyorum.
- I'm having some problems compiling this software.
he can solve both hardware and software problems.
Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum.
- I hear they have a lot of problems with the tunnels in New Zealand.
Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
- On TV someone with a serious look on his face is talking about the problems of our country's future.
Locally and across the nation, middle schools have generally been regarded as the problem child for school systems.
Hill was a problem child who was sent to Woodlands because his parents couldn't handle him at home.
And so ends one of Euler's most famous papers. We see that Euler actually solves the Basel problem three times and that he does much more.
We're running out of oil! The petroleum that fuels our daily lives is getting harder to find.
Porter, can you help me with my bags? — No problem, sir.
Finding this house should be no problem if we use a good map.
I'm sorry. — No problem.
It's only a one-banana problem at the most; what's taking them so long?.
I heard about the problems Tom caused.
- Ben Tom'un neden olduğu problemler hakkında duydum.
Erection problems can have various causes.
- Ereksiyon problemlerinin çeşitli nedenleri olabilir.
Tom has never been in trouble in his life.
- Tom asla onun hayatında bir problem içinde olmadı.
When Tom has trouble sleeping, he starts counting stoats. That quickly brings him into a peaceful mood, and he is fast asleep before he could count the stoats to fifty.
- Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar.
Did Tom solve the geometry problem? He said he didn't manage to. The question was too difficult for him, as well.
- Tom geometri problemini çözdü mü? Başarmadığını söyledi, soru onun için de zordu.
Between us there is no problem.
- Aramızda hiçbir problem yok.
... problem, and I do apologize. ...
... a massive problem with that was this bacteria when people feel a bit better ...