Tom Mary'ye dokunmak için uzandı.
- Tom reached out to touch Mary.
Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.
- All you have to do is touch the button.
Benim soğuk bir dokunuşum var. Bu çok kötü.
- I've a touch of a cold. That's too bad.
Ben seninle temas kuracağım.
- I will get in touch with you.
Bu konuyla ilgili seninle tekrar temasa geçeceğim.
- I will get in touch with you again about this matter.
Her parents had caught her touching herself when she was fifteen.