price is at an even dollar level: 1445 00 or 1444 00, etc

listen to the pronunciation of price is at an even dollar level: 1445 00 or 1444 00, etc
İngilizce - Türkçe

price is at an even dollar level: 1445 00 or 1444 00, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

even
{f} eşit olarak bölüştürmek
even
{s} dengeli
even
tam (sayı)
even
de
even
hatta ve hatta
even
acısını çıkarmak
even
bile

Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı. - She left without saying even a single word.

O bir sineğe bile zarar veremez. - She can't even harm a fly.

even
engebesiz
even
daha da

Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum. - I like physics, and I like mathematics even more.

Şimdi sizi daha da çok seviyorum arkadaşlar! - Now I love you guys even more!

even
hatta

Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir. - Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas.

Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir. - About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal.

even
da
even
tamamıyla

Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Tom'u tamamıyla hatırlıyor musun? - Do you even remember Tom?

even
{s} temkinli
even
neredeyse

Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir. - Even today, his theory remains practically irrefutable.

Tom neredeyse her yere baktığını söylese bile Mary'yi bulamadı. - Tom couldn't find Mary even though he said he looked just about everywhere.

even
{s} düz, engebesiz
even
dahi

Tom'un neye benzediğini dahi hatırlamıyorum. - I don't even remember what Tom looked like.

Biz dahi Tom'dan hoşlanmıyoruz. - We don't even like Tom.

even
düzeltmek
even
{s} başabaş
İngilizce - İngilizce
even
price is at an even dollar level: 1445 00 or 1444 00, etc