Bu iş benim kavramamın ötesindedir.
- This work is beyond my grasp.
Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
- Some things in life are beyond our ability to control.
Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.
- The questions involved go far beyond economics.
Mutlu olmak her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmez fakat aksine eksikliklerin ötesine bakmaya karar vermenizdir.
- Being happy doesn't mean that everything is perfect, but rather that you've decided to look beyond the imperfections.
Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.
- My team has never advanced beyond the quarter-finals.
Hayatın gizemi insan anlayışının dışındadır.
- The mystery of life is beyond human understanding.
O iyileşme şansı dışındadır.
- He is beyond the chance of recovery.
O, kazandığından çok para harcıyor.
- He lives beyond his means.
O, kazandığından çok para harcıyor.
- She lives beyond her means.