Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.
- Please put a cassette in the VCR and press the record button.
Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
- Several politicians exerted strong pressure on the committee.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
Kan basıncı sabitlenemez.
- The blood pressure can't be determined.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
Kolun üstüne bastırınız.
- Press down on the lever.
Kalabalık kapıya doğru bastırdı.
- The crowd pressed toward the gate.