O şimdi bir mektup yazıyor.
- She is writing a letter now.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
- What I want now is not money, but time.
Şu anda bir bira içiyorum.
- I'm drinking a beer right now.
Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
- My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out.
Onu hemen yapabilir miyim?
- May I do it right now?
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
- Mt. Asama is now dormant.
Şu an sadece ısınıyorum.
- I am only warming up now.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.