Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.
- Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
Ken ile yürüyen kız May'dir.
- The girl walking with Ken is May.
Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir.
- Walking is a healthy form of exercise.
Dün, parktaki yürüyüşten evime giderken bir sağanağa yakalandım.
- Yesterday I was caught in a shower on my way home from walking in the park.
Adam bütün yolu yürümek istemedi;bu yüzden otobüse bindi.
- The man didn't feel like walking all the way; so he took the bus.
Yürümek iyi egzersizdir.
- Walking is good exercise.
Yürümek iyi egzersizdir.
- Walking is good exercise.
John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
- I watched John and Mary walking hand in hand.
O tabiri caizse ayaklı bir ansiklopedidir.
- He's what they call a walking encyclopedia.
Ona ayaklı sözlük derler.
- He is called a walking dictionary.