Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

present participle of refresh

listen to the pronunciation of present participle of refresh
İngilizce - Türkçe

present participle of refresh teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

refreshing
{s} canlandırıcı

Esperanto canlandırıcı bir şekilde farklı. - Esperanto is refreshingly different.

Kahvaltıdan önce bir yürüyüş canlandırıcıdır. - A walk before breakfast is refreshing.

refreshing
ferah

Yeni Çağ fikirleri geleneksel Hıristiyanlığın ağırbaşlı ortadoksluğu için ferahlatıcı bir alternatiftir. - New Age ideas are a refreshing alternative to the staid orthodoxy of traditional Christianity.

O oldukça ferahlatıcı. - It's quite refreshing.

refreshing
(Bilgisayar) yeniliyor
refreshing
ihya edici
refreshing
güçlendirici
refreshing
tazeleyerek
refreshing
değişik

Bu ferahlatıcı bir değişiklik. - This is a refreshing change of pace.

refreshing
ilginç
refreshing
dinlendirici
refreshing
(Tıp) Hayat verici, canlandırıcı, kuvvetlendirici
refreshing
{s} dinçleştirici
refreshing
{s} serinletici
refreshing
hayat verici
refreshing
ilginç/canlandırıcı
refreshing
{s} canlandırıcı, diriltici, ihya edici
refreshing
{s} ferahlatıcı

Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün. - The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors.

O, ferahlatıcı bir yürüyüş yaptı. - He made a refreshing walk.

refreshing
{s} (canı sıkkın veya oldukça umutsuz birine) çok hoş gelen veya umut veren
refreshing
(sıfat) canlandırıcı, dinçleştirici, serinletici, canlandıran, ferahlatıcı
İngilizce - İngilizce
refreshing
present participle of refresh