present participle of leave

listen to the pronunciation of present participle of leave
İngilizce - Türkçe

present participle of leave teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

leaving
{i} ayrılma

Tom erken ayrılması için gayet iyi bir nedeni vardı. - Tom had a perfectly good reason for leaving early.

Bir fırtına geminin Kobe'den ayrılmasını engelledi. - A storm kept the ship from leaving Kobe.

leaving
(Bilgisayar) çıkılıyor
leaving
{i} artık
leaving
{f} ayrıl

Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı. - Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.

O, üç gün içinde ayrılıyor. - He is leaving in three days.

leaving
terkederek
leaving
{i} bırakma

Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi. - Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.

Tom okulu bırakmayı düşündü fakat onun aleyhinde karar verdi. - Tom considered leaving school, but decided against it.

leaving
{i} terketme

Tom'un şu ana kadar karısını terketmeyi düşündüğünden şüpheliyim. - I doubt that Tom would ever consider leaving his wife.

Yağmur çiselemeye başladığında, evi terketmek üzereydim. - I was on the point of leaving home when a light rain started to fall.

İngilizce - İngilizce
leaving
present participle of leave