Ümitsizdim ve vazgeçmeyi düşündüm.
- I got gloomy and thought of giving up.
Tom'un canı vazgeçmek istedi.
- Tom felt like giving up.
Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.
- Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America.
Sigara içmekten vazgeçtim.
- I've given up smoking.