Kavga ettiği için okuldan kovuldu.
- He was expelled from school for fighting.
Tom her zaman kavga ediyor gibi görünüyor.
- Tom always seems to be fighting.
Tom dövüşmüyor, değil mi?
- Tom isn't fighting, is he?
Lütfen dövüşmeyi bırakın.
- Please stop fighting.
Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum.
- I intend on fighting till the end.
Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.
- They're fighting fiercely now but I assure you they'll bury the hatchet before long.
Savaş bir hafta sürdü.
- The fighting lasted one week.
Vietnam savaşında savaşırken öldü.
- He died fighting in the Vietnam War.
O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı.
- He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.
Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.
- They're fighting fiercely now but I assure you they'll bury the hatchet before long.
Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum.
- I intend on fighting till the end.
O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı.
- He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.