Japonya nüfusunun yaşlanmasına karşı koymaya çalışıyor.
- Japan is trying to cope with the aging of its population.
Yaşlanma hiçbir şeye mal olmaz.
- Aging doesn't cost anything.
İlaç firması yaşlanma sürecini durdurmak için hayat iksirini arıyor.
- The pharmaceutical company is looking for the Elixir of Life to stop the ageing process.
Yaşlanma ölmek zorunda olduğunuz bir hastalıktır.
- Ageing is a disease that you must die of.
O, hızla yaşlanıyordu.
- She was aging quickly.
Bu ülkenin yaşlanan bir nüfusu var.
- This country has an aging population.