prescribed

listen to the pronunciation of prescribed
İngilizce - Türkçe
(Politika, Siyaset) kurallarla belirlenmiş
(Politika, Siyaset) saptanmış
söyle/ver
belirli
prescribe
{f} reçete yazmak
prescribed sequence of manoeuvres
önceden belirli manevralar dizisi
prescribed book
reçete kitap
prescribed action link
(Askeri) ateşlemeyi geciktirme cihazı
prescribed action link
(Askeri) ATEŞLEMEYİ GECİKTİRME CİHAZI: Hava-uzay mühimmatının izinsiz kullanma ihtimalini azaltan bir emniyet cihazı
prescribed by law
(Kanun) kanunda açıklanmış
prescribed by law
(Kanun) kanunla gösterilmiş
prescribed load
(Askeri) KITA YÜKÜ: Birliğin yeniden ikmal yapılıncaya kadar kendi kendini desteklemesi için büyük komutanlarca II nci ve IV ncü sınıf ikmal maddelerinden birlikler elinde bulundurulmasına yetki verilen şahıslar üzerinde veya birlik araçlarında taşınan, muharebe için gerekli ikmal maddeleri (combat essential supplies) ve onarım parçaları (mühimmat hariç) miktarı. Normal olarak, 15 günlük ikmal seviyesi. II ve IV. sınıf ikmal maddeleri muharebe ihtiyaçları içindir ve, icabında, muharebe için gerekli maddeler sınıfına girmeyen yıpranma derecesi yüksek maddeler (high mortality items) in ilavesiyle barış harekatı için verilirler. I. ve III. sınıf ikmal maddelerine ait miktarlar büyük komutanlar tarafından tespit edilir. Kıta yükü ikmal maddeleri, kullanıldıkça, devamlı surette bütünlenir
prescribed load
(Askeri) kıta yükü
prescribed load list/authorized stock level
(Askeri) tecrübi stok seviyesi (yedek parça listesi) kıta yükü listesi / onaylanmış stok listesi
prescribed nuclear load
(Askeri) NÜKLEER KITA YÜKÜ: Bir atış birliği tarafından taşınacak belirli nükleer silah miktarı. Böyle bir yükün tesisi ve her kullanımdan sonraki bütünlemesi bir komutanlık kararı olup, taktik duruma, nükleer lojistik duruma, birliğin yük taşıma ve kullanma kabiliyetine bağlıdır. Taşınacak yük miktarı; günden güne ve benzeri atış birlikleri arasında değişiklik gösterir. Ayrıca bakınız: "special ammunition load"
prescribed nuclear load
(Çevre) öngörülen nükleer miktar
prescribed nuclear load
(Askeri) nükleer kıt’a yükü
prescribed nuclear stockage
(Çevre) öngörülen nükleer stoklama
prescribed nuclear stockage
(Askeri) NÜKLEER SİLAH DEPOLAMA KAPASİTESİ: Özel mühimmat ikmal noktaları veya diğer lojistik tesislerde stoklanacak nükleer silahlar, nükleer silah aksamı ve harp başlığı deney teçhizatından belirli bir miktar. Böyle bir stokun tesisi ve bütünlemesi bir komutanlık kararını gerektirir ve taktik duruma " tahsis durumuna, nükleer silahı depolayıp muhafaza edecek lojistik destek birliğinin kabiliyetine ve nükleer lojistik durumuna bağlıdır. Nükleer silah depolama kapasitesi, zamana göre ve benzeri lojistik destek birlikleri arasında değişiklik gösterir
prescribed role
(Pisikoloji, Ruhbilim) reçeteli rol
prescribed term
(Kanun) kanuni süre
prescribed time
(Politika, Siyaset) verilen süre
prescribe
{f} (şartları/kuralları) belirtmek/tayin etmek
prescribe
{f} ilaç yazmak (doktor)
prescribe
zaman aşımına uğramak
prescribe
zaman aşımı ile hak kazanmak
prescribe
(Tıp) ilaç yazmak
prescribe
(Tıp) reçete vermek
prescribe
reçetelemek
prescribe
yazmak
prescribe
bildirmek
prescribe
tembih etmek
prescribe
öngörmek
prescribe
tavsiye etmek
prescribe
yaz

Bir uzmana gitmen gerekir, şimdilik sana ilaç yazacağım. - You should go to specialist, for now I will prescribe you medicine.

Tom doktorun yazdığı ilacı aldıktan sonra biraz daha iyi hissetti. - Tom feels a little better after taking the medicine that the doctor prescribed.

prescribe
(doktor) ilaç vermek
not prescribed
reçete yok
prescribe
{f} buyurmak
prescribe
{f} emretmek
prescribe
salık vermek
prescribe
(Mukavele) nizam koymak; emretmek
prescribe
vermek zaman aşımına dayanarak hükümsüz kılmak
prescribe
zaman aşımına tabi olmak
prescribe
(Tıp) Tavsiye etmek vermek (ilaç v.s.)
prescribe
söyle/ver
prescribe
{f} (doktor) (ilaç) vermek/yazmak; (doktor) (bir tedavi yöntemi) tavsiye etmek
within the prescribed time
(Avrupa Birliği) tanınan süre içinde
İngilizce - İngilizce
decided by a rule
conforming to set usage, procedure, or discipline; "in prescribed order"
forced, demanded, to lay down rules or laws
means prescribed by rules made under this Chapter
set down as a rule or guide
{s} recommended, advised; fixed in advance, preordained, set beforehand
formally laid down or imposed; "positive laws"
means prescribed by regulations under this Ordinance
The term given to the fact that the information is in a directive issued by the Superintendent of Bankruptcy
past of prescribe
fixed or established especially by order or command; "at the time appointed (or the appointed time")
prescribed burning
Controlled or prescribed burning, also known as hazard reduction burning or swailing is a technique sometimes used in forest management, farming, prairie restoration or greenhouse gas abatement. Fire is a natural part of both forest and grassland ecology and controlled fire can be a tool for foresters. Hazard reduction or controlled burning is conducted during the cooler months to reduce fuel buildup and decrease the likelihood of serious hotter fires. Controlled burning stimulates the germination of some desirable forest trees, thus renewing the forest. Some cones, such as sequoia and serotinous require heat from fire to open cones to disperse seeds
prescribed a medicine
gave a doctor's order for a patient to take a certain medication
prescribe
To order (a drug or medical device) for use by a particular patient
prescribe
{v} to order, direct medically, set, fix claim by prescription or immemorial use
prescribe
If a person or set of laws or rules prescribes an action or duty, they state that it must be carried out. article II of the constitution, which prescribes the method of electing a president Alliott told Singleton he was passing the sentence prescribed by law
prescribe
To specify as a required procedure or ritual
prescribe
To lay down authoritatively as a guide, direction, or rule of action; to impose as a peremptory order; to dictate; to appoint; to direct
prescribe
To give directions; to dictate
prescribe
{f} write an order form for medication; order remedies or treatment (about a doctor); recommend, advise
prescribe
If a doctor prescribes medicine or treatment for you, he or she tells you what medicine or treatment to have. Our doctor diagnosed a throat infection and prescribed antibiotic and junior aspirin She took twice the prescribed dose of sleeping tablets The law allows doctors to prescribe contraception to the under 16s
prescribe
To influence by long use To write or to give medical directions; to indicate remedies; as, to prescribe for a patient in a fever
prescribe
issue commands or orders for
prescribe
To direct, as a remedy to be used by a patient; as, the doctor prescribed quinine
prescribe
To claim by prescription; to claim a title to a thing on the ground of immemorial use and enjoyment, that is, by a custom having the force of law
prescribed

    Heceleme

    pre·scribed

    Türkçe nasıl söylenir

    priskraybd

    Telaffuz

    /prēˈskrībd/ /priːˈskraɪbd/

    Videolar

    ... forward-thinking doctor might have prescribed. ...