Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I can't go out because I have a lot of homework.
Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
- Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
- The math homework proved to be easier than I had expected.
Ev ödevimi yapıyorum.
- I'm doing my homework.
The speaker had certainly done his homework before delivering the lecture.