Burada insanlar çok önyargılı.
- People here are very prejudiced.
Sen önyargılısın, değil mi?
- You're prejudiced, aren't you?
Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.
- The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
Onun görüşü önyargısızdır.
- His opinion is free from prejudice.
the first did in the forepart sit, / That nought mote hinder his quicke preiudize: / He had a sharpe foresight, and working wit .
... It's very prejudiced. ...
... not age prejudiced—anybody who wants to do three things to consider demography. It’s ...