Barış savaştan daha iyidir.
- Peace is preferable to war.
Teslim olmanız daha iyi olurdu.
- It would be preferable for you to surrender.
Bir öğretmenden daha ziyade bir yazarım.
- I am a writer rather than a teacher.
O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.
- The shoes you are wearing look rather expensive.
Sözleşme oldukça gevşek.
- The contract was rather loose.
Bence barış savaşa daha çok tercih edilir, değil mi?
- I think peace is very much preferable to war, don't you?
Bence ölüm utanca tercih edilir.
- I think death is preferable to shame.
O benim annem değil aksine benim en büyük ablam.
- She is not my mother but rather my oldest sister.
Bu bana gülmeni istemediğim için değil aksine sana gülmek istediğim içindir.
- It is not because I do not want you to laugh at me, rather it is because I would like to laugh at you.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.