Şımarık bir çocuğu övmenin hiçbir faydası yok. Onlar sıkı bir eğitime maruz kalmalılar.
- There are no benefits from praising a spoiled child. They should undergo a strict education.
Çocukları övmek önemli bir şeydir.
- Praising children is an important thing.
Hiç kimse benim ülkemi övmek istemiyor.
- Nobody wants to praise my country.
Hiç kimse ülkemi övmek istemedi.
- Nobody wanted to praise my country.
Bu kitap övgüye layık.
- This book is worthy of praise.
O, övgünün kılık değiştirmiş bir hiciv olduğunu fark etmedi.
- He was not aware that the praise was a satire in disguise.
Herkes kendi yaptığıyla övünür.
- Every fox praises its tail.
Övüldüğümüz zaman güven kazanırız.
- When we are praised, we gain confidence.
Bir kişinin hayatını kurtardığı için methedildi.
- She was praised for saving a person's life.
Onu çalışkanlığı için methettim.
- I praised him for his diligence.
Senatörler benim hareketimi övüyorlardı.
- The senators will praise my act.
Mary'yi övmeyi seviyorum.
- I like to praise Mary.
Silvia'nın onu övmeyen sert bir babası vardı.
- Silvia had a stern father who never praised her.