Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- She listened very carefully when I praised her son.
İnsanlar onu cesaretinden dolayı övdü.
- The people praised him for his courage.
Hiç kimse ülkemi övmek istemedi.
- Nobody wanted to praise my country.
Hiç kimse benim ülkemi övmek istemiyor.
- Nobody wants to praise my country.
Tom kesinlikle övgüyü hakediyor.
- Tom certainly deserves praise.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
- Praise stimulates students to work hard.
Herkes kendi yaptığıyla övünür.
- Every fox praises its tail.
Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- She listened very carefully when I praised her son.
Bir kişinin hayatını kurtardığı için methedildi.
- She was praised for saving a person's life.
Onu çalışkanlığı için methettim.
- I praised him for his diligence.
Senatörler benim hareketimi övüyorlardı.
- The senators will praise my act.
Hiç kimse benim ülkemi övmek istemiyor.
- Nobody wants to praise my country.
Mary'yi övmeyi seviyorum.
- I like to praise Mary.