Tom kendini tamamen güçsüz hissetti.
- Tom felt completely powerless.
O güçsüz bir başkandır.
- He is a powerless president.
Çok aciz hissetmekten hoşlanmıyorum.
- I don't like feeling so powerless.
Tekne güç için bir motor kullanır.
- The boat uses a motor for the power.
Kritik anlarda en güçlülerin bile zayıflara ihtiyacı vardır.
- In critical moments even the very powerful have need of the weakest.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Enerji kablosunu modemden ayır, yaklaşık bir dakika bekle, sonra kabloyu tekrar bağla.
- Disconnect the power cable from the modem, wait for approximately one minute, then reconnect the cable.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- 3 to the third power is 27.
Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun Kanunların Ruhu adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.
- The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book The Spirit of the Laws.
Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı.
- During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
Belge, Manuela'ya tüm yetkileri verir.
- The document grants full powers to Manuela.
Hitler 1933 yılında iktidara geldi.
- Hitler assumed power in 1933.
İktidar yolsuzluğa neden olur.
- Power brings corruption.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun Kanunların Ruhu adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.
- The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book The Spirit of the Laws.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- The third power of 3 is 27.
Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.
- The river furnishes electric power to the town.
Tom çocuklarının elektrikli aletlerini kullanmasına izin vermezdi.
- Tom wouldn't let his children use his power tools.
Adam güç kazanmak için çok para kullandı.
- The man used much money to gain power.
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
- Some people think the government has way too much power.
Kocam iktidarsızsa ne yapmalıyım?
- What should I do if my husband is impotent?
Benim kocam iktidarsız. Ne yapmalıyım?
- My husband is impotent. What should I do?
Dünyada en güçlü hüküm nedir?
- What is the most powerful sentence in the world?
O zaman, Ethelbert, Kent'te kral olarak hüküm sürüyordu ve güçlüydü.
- At that time, Ethelbert ruled as king in Kent, and was powerful.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.
- Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
You are powerless to stop me.
The traffic warden was powerless to stop me driving away.
In the face of expanding federal power, California in particular struggled to maintain control over its Chinese population.
Past and future obviously have no reality of their own. Just as the moon has no light of its own, but can only reflect the light of the sun, so are past and future only pale reflections of the light, power, and reality of the eternal present.
We need a microscope with higher power.
This CD player is powered by batteries.
After the pylons collapsed, this town was without power for a few days.