Başkan güçsüz görünüyordu.
- The president appeared powerless.
Tom kendini tamamen güçsüz hissetti.
- Tom felt completely powerless.
Çok aciz hissetmekten hoşlanmıyorum.
- I don't like feeling so powerless.
Tekne güç için bir motor kullanır.
- The boat uses a motor for the power.
Avrupalı emperyalist güçlere karşı yapılan Türk İstiklal Savaşı 1919'dan 1923'e kadar devam etti.
- Turkish war of independence against Eurpean imperialist powers had lasted from 1919 to 1923.
Babam bir enerji şirketi için çalışmaktadır.
- My father works for a power company.
Enerji kablosunu modemden ayır, yaklaşık bir dakika bekle, sonra kabloyu tekrar bağla.
- Disconnect the power cable from the modem, wait for approximately one minute, then reconnect the cable.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- 3 to the third power is 27.
Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun Kanunların Ruhu adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.
- The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book The Spirit of the Laws.
Belge, Manuela'ya tüm yetkileri verir.
- The document grants full powers to Manuela.
Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı.
- During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
İktidar yolsuzluğa neden olur.
- Power brings corruption.
Koministler 1949 yılında Çin'de iktidara geldi.
- Communists took power in China in 1949.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
- The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Şimdi elektrik kesintisi olursa ne olur?
- What will happen if there's power failure now?
Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.
- The military power of this country is very advanced.
Japonya'nın ordusu çok güçlüydü.
- Japan's army was very powerful.
Kocam iktidarsızsa ne yapmalıyım?
- What should I do if my husband is impotent?
Benim kocam iktidarsız. Ne yapmalıyım?
- My husband is impotent. What should I do?
Dünyada en güçlü hüküm nedir?
- What is the most powerful sentence in the world?
Hükümette bazı güçlü insanlar tanıyorum.
- I know some powerful people in the government.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.
- Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
You are powerless to stop me.
The traffic warden was powerless to stop me driving away.
In the face of expanding federal power, California in particular struggled to maintain control over its Chinese population.
Past and future obviously have no reality of their own. Just as the moon has no light of its own, but can only reflect the light of the sun, so are past and future only pale reflections of the light, power, and reality of the eternal present.
We need a microscope with higher power.
This CD player is powered by batteries.
After the pylons collapsed, this town was without power for a few days.