Alüminyum, magnezyum, silisyum vb. tozları patlayıcıdır.
- Powders of aluminium, magnesium, silicon, etc. explode.
Yerde bir tür beyaz toz vardı.
- There was some kind of white powder on the floor.
Sana tokat atsam bütün şehir makyaj pudrasından boğulacak.
- If I slap you, the whole city will suffocate from face powder.
Pudra şekerini sevmiyorum.
- I don't like powdered sugar.
Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!
- No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free!
Orta Doğu hâlâ barut fıçısı olarak kabul ediliyor.
- The Middle East is still considered a powder keg.
A circling zone thou seest / Powdered with stars.
Some salts powder easily.
Grind their bones to powder small.
She paints and powders.