post- teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- (önek) sonra
- sonra
Savaş sonrası dönemde, İmparator Showa 1975 yılına kadar Yasukuni Tapınağında toplam 8 kez dua etti.
- In the post-War period, up until 1975, Emperor Showa prayed at the Yasukuni Shrine a total of 8 times.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
- <span class="word-self">postspan>
- postalamak
Mektubu postalamak için postaneye gitti.
- He went to the post office to mail the letter.
Tom bir mektup postalamak için postaneye gitti.
- Tom went to the post office to mail a letter.
- <span class="word-self">postspan> office
- postane
Yakında bir postane var.
- There is a post office close by.
Mektubu yazar yazmaz postaneye koşacağım.
- As soon as I have written the letter I will rush to the post office.
- behind
- {e} ardındaki
Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
- Tom's time behind bars is over.
Saldırıların ardındaki kimdi?
- Who was behind the attacks?
- behind
- arkaya
- <span class="word-self">postspan>
- posta
Oğluma mektupları postalattım.
- I got my son to post the letters.
Evimin önünde bir postane var.
- There is a post office in front of my house.
- behind
- geriye
Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü.
- Tom heard a noise behind him and turned around.
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- Chris risks falling behind in the science class.
- <span class="word-self">postspan>
- direk
- behind
- geride
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
- They decided to leave extra food behind.
- behind
- arkada
Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi.
- Mary walked first, and Tom came behind.
Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı.
- Unable to keep up with his friends, he fell behind at last.
- behind
- arkadan
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
Tom Mary'ye arkadan sarıldı.
- Tom hugged Mary from behind.
- behind
- gerisinde
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.
- You are ten minutes behind the appointed time.
- behind
- (İnşaat) arkasında
Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.
- There was a large garden behind the house.
Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
- He has a wealthy supporter behind him.
- <span class="word-self">postspan>-free
- posta verginsiz
- <span class="word-self">postspan>-acquisition
- edinim sonrası
- <span class="word-self">postspan>-autistic
- post otistik
- <span class="word-self">postspan>-burn scar
- yanık sonrası oluşan sıkar dokusu
- <span class="word-self">postspan>-calving
- (Hayvan Bilim, Zooloji) Buzağılama Sonrası
- <span class="word-self">postspan>-closing
- Kapanış sonrası
- <span class="word-self">postspan>-college
- kolej sonrası eğitim
- <span class="word-self">postspan>-colonial
- Sömürge sonrası, sömürge dönemi sonrası
- <span class="word-self">postspan>-concussive
- şok sonrasına ilişkin
- <span class="word-self">postspan>-crash
- iflas sonrası
- <span class="word-self">postspan>-delivery
- teslimat sonrası
- <span class="word-self">postspan>-doctoral
- post-doktora
- <span class="word-self">postspan>-evaluation
- değerlendirme sonrası
- <span class="word-self">postspan>-fordism
- (Ekonomi) Esnek birikim: Kapitalist dünyayı 1970’lerden beri yakından inceleyen araştırmacıların çoğu kapitalist üretim örgütlenmesini, tüketim ve birikimde önemli bazı şeylerin oluştuğunu belirtmektedir. Genellikle “post-fordizm”, “esnek uzmanlaşma” ve “esnek birikim” terimleriyle ifade edilen bu değişikliklerin doğası ile ilgili tartışmalar “esneklik” düşüncesine yakınlaşma eğilimindedir
- <span class="word-self">postspan>-glacial
- (Jeoloji) Buzul devri sonrası
- <span class="word-self">postspan>-graduate
- lisansüstü
- <span class="word-self">postspan>-hoc
- bkz. post hoc
- <span class="word-self">postspan>-imperial
- imparatorluk sonrası
- <span class="word-self">postspan>-industrial
- Ekonomilerinde artık ağır sanayiye ağırlıklı olarak ihtiyaç duymayan
- <span class="word-self">postspan>-installed
- kurulum sonrası
- <span class="word-self">postspan>-mortem
- Ölüm sonraki, öldükten sonraki, öldükten sonra yapılan
- <span class="word-self">postspan>-mortem
- Öldükten sonraki, öldükten sonra yapılan
- <span class="word-self">postspan>-multiplication
- Son çarpan
- <span class="word-self">postspan>-nasal drip
- Geniz akıntısı
- <span class="word-self">postspan>-op
- ameliyat sonrası
- <span class="word-self">postspan>-paid
- posta ücreti ödenmiş
- <span class="word-self">postspan>-production
- Film yapımcılığında kayıtdan sonraki üreetim aşaması
- <span class="word-self">postspan>-purchase
- post-satın alma
- <span class="word-self">postspan>-reading
- Okuma sonrası
Post-reading activities in classroom.
- <span class="word-self">postspan>-sale
- (Pazarlama) Satış sonrası
- <span class="word-self">postspan>-tension
- son germe
- <span class="word-self">postspan>-tensioned concrete
- (İnşaat) Art gerilmeli beton
- <span class="word-self">postspan>-training
- Eğitim sonrası
- <span class="word-self">postspan>-transcriptionally
- rna sentezitamlandiktan sonra protein sentezinin kontrol edilmesi.yani hatasız protein sentezi için protein sentezi başlamadan önceki kontrol
- <span class="word-self">postspan>-translational
- post-translasyonel
- <span class="word-self">postspan>-traumatic stress disorder
- (Tıp, İlaç) Tıravma sonrası sitres bozukluğu
- <span class="word-self">postspan>-treatment
- tedavi sonrası
- <span class="word-self">postspan>-war
- Savaş sonrası
Savaş sonrası dönemde, İmparator Showa 1975 yılına kadar Yasukuni Tapınağında toplam 8 kez dua etti.
- In the post-War period, up until 1975, Emperor Showa prayed at the Yasukuni Shrine a total of 8 times.
- <span class="word-self">postspan>
- sonrası
Mary ilk çocuğunun doğumundan sonra şiddetli bir doğum sonrası depresyon geçirdi.
- Mary suffered from severe postnatal depression after the birth of her first child.
Doğum doktorluğu, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenir.
- Obstetrics deals with pregnancy, childbirth, and the postpartum period.
- <span class="word-self">postspan>
- sonra
Tom savaş sonrası kuşağa aitti.
- Tom belongs to the postwar generation.
Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.
- He postponed leaving for Hokkaido until next month.
- behind
- {i} kıç (Argo)
- hold the <span class="word-self">postspan>
- İş sahibi olmak, işle ilgili bir konumda bulunmak
- <span class="word-self">postspan>
- {f} posta ile göndermek
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} kurye
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} küçük ticaret merkezi
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} kolon
Köprü on kolonla destekleniyor.
- The bridge is supported by 10 posts.
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} iş
İşte, şimdi cümlen gelecek kuşaklara bırakıldı!
- Here, your sentence is now consigned to posterity!
İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.
- When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.
- door <span class="word-self">postspan>
- kapı dikmesi
- <span class="word-self">postspan>
- vazifelendirmek
- <span class="word-self">postspan>
- {i} sütun
Başını bir sütuna çarptı.
- He bumped his head against a post.
- <span class="word-self">postspan>
- ahşap dikme
- <span class="word-self">postspan>
- (Ticaret) -den sonra
- <span class="word-self">postspan>
- {f} (ilan) yapıştırmak
- <span class="word-self">postspan>
- {f} 1. koymak, yerleştirmek. 2
- <span class="word-self">postspan>
- atamak
- <span class="word-self">postspan>
- postayla göndermek
- <span class="word-self">postspan>
- mektup
Her sabah postacı mektupları dağıtır.
- The postman delivers letters every morning.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please remember to post the letters.
- <span class="word-self">postspan>
- {f} ilan etmek
- I'd rather <span class="word-self">postspan> as guest
- ziyaretçi olarak postalamayı tercih ederim
- advance <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) ileri gözetleme yeri
- bounce off the goal <span class="word-self">postspan>
- (Spor) direkte patlamak
- bounce off the goal <span class="word-self">postspan>
- (Spor) direğe takılmak
- bounce off the goal <span class="word-self">postspan>
- (Spor) direkten dönmek
- by return of <span class="word-self">postspan>
- ilk posta ile
- by return of <span class="word-self">postspan>
- ilk posta ile cevap
- by return <span class="word-self">postspan>
- ilk posta ile
- crown <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) çatı babası
- drill <span class="word-self">postspan>
- matkap desteği
- ex <span class="word-self">postspan>
- (Kanun) meydana gelen
- ex <span class="word-self">postspan> facto
- makabline şamil
- from pillar to <span class="word-self">postspan>
- oradan oraya
- gate <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) kapı sövesi
- guard <span class="word-self">postspan>
- sancak
- guide <span class="word-self">postspan>
- yol yanı doğrultu babası
- incident command <span class="word-self">postspan>
- olay komuta mahalli
- king <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) çatı merteği
- low <span class="word-self">postspan>
- (Spor) alçak post
- military <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) garnizon
- mooring <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) palamar babası
- newel <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) tırabzan babası
- observation <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) gözetleme noktası
- official <span class="word-self">postspan>
- memuriyet
- <span class="word-self">postspan>
- vazife
- <span class="word-self">postspan>
- (Havacılık) mahalli
- <span class="word-self">postspan>
- orun
- <span class="word-self">postspan>
- kaydetme
- <span class="word-self">postspan>
- (Aydınlatma) iğne
- <span class="word-self">postspan>
- (Havacılık) payanda
- <span class="word-self">postspan>
- (Denizbilim) bodoslama
- <span class="word-self">postspan>
- (Tıp) post
- <span class="word-self">postspan>
- kol
Köprü on kolonla destekleniyor.
- The bridge is supported by 10 posts.
Lütfen bu koliyi postaneye götür.
- Please take this parcel to the post office.
- <span class="word-self">postspan>
- yapıştırmak (ilan)
- <span class="word-self">postspan>
- (Otomotiv) kutup başı
- <span class="word-self">postspan>
- görevlendirmek
- <span class="word-self">postspan>
- polis noktası
- <span class="word-self">postspan>
- hizmet
Bu ülkede posta hizmeti hızlı değildir.
- The postal service in this country isn't fast.
Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
- Postal services are a government monopoly.
- <span class="word-self">postspan>
- görev
Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
- No one doubts her fitness for the post.
O, idari bir göreve yükseltildi.
- He was advanced to a managerial post.
- <span class="word-self">postspan>
- acele
- <span class="word-self">postspan>
- destek
- <span class="word-self">postspan>
- dikmek (nöbetçi)
- <span class="word-self">postspan>
- aktarmak (kayıt)
- <span class="word-self">postspan>
- (Ticaret) görev yeri
- <span class="word-self">postspan>
- asmak (afiş)
- <span class="word-self">postspan>
- yerleştirmek (asker)
- <span class="word-self">postspan>
- yerleştirmek
- <span class="word-self">postspan> cibos
- (Tıp) yemeklerden sonra
- <span class="word-self">postspan> dated
- (Kanun) ileri tarih taşıyan
- <span class="word-self">postspan> day
- (Ticaret) posta günü
- <span class="word-self">postspan> dose
- (Tıp) doz sonrası
- <span class="word-self">postspan> edit
- (Bilgisayar) son biçimleme
- <span class="word-self">postspan> error
- (Bilgisayar) gönderme hatası
- <span class="word-self">postspan> facto
- sonradan
- <span class="word-self">postspan> hole
- Mesaj delik
- <span class="word-self">postspan> mark
- posta pulu
- <span class="word-self">postspan> modern
- postmodern
- <span class="word-self">postspan> news
- (Bilgisayar) haber postala
- <span class="word-self">postspan> office protocol
- (Askeri,Bilgisayar) posta ofisi protokolü
- <span class="word-self">postspan> office protocol
- posta iletişim kuralı
- <span class="word-self">postspan> reply
- (Bilgisayar) yanıt gönder
- <span class="word-self">postspan> sight
- (Askeri) çubuk arpacık
- <span class="word-self">postspan> text
- (Bilgisayar) metni postala
- <span class="word-self">postspan> to
- (Bilgisayar) postala
- <span class="word-self">postspan> war
- (Askeri) harp sonrası
- <span class="word-self">postspan> war
- (Askeri) harp ertesi
- <span class="word-self">postspan>-traumatic
- (Tıp) post-travmatik
- pre and <span class="word-self">postspan>
- öncesi ve sonrası
- remove from a <span class="word-self">postspan>
- el çektirmek
- report <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) ihbar postası
- rush from pillar to <span class="word-self">postspan>
- (deyim) mekik dokumak
- sentry <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) nöbet yeri
- set up a <span class="word-self">postspan>
- direk dikmek
- stem <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) baş bodoslaması
- stern <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) dümen bodoslaması
- swing <span class="word-self">postspan>
- (İnşaat) döndürme mihveri
- trading <span class="word-self">postspan>
- ticaret merkezi
- vacant <span class="word-self">postspan>
- (Kanun) münhal
- air <span class="word-self">postspan>
- uçak postası
- behind
- in gerisinde
- by <span class="word-self">postspan>
- posta ile
- deaf as a <span class="word-self">postspan>
- tamamen sağır
- easy to <span class="word-self">postspan>
- yapıştırması kolay
- give a <span class="word-self">postspan>
- destek ver
- given a <span class="word-self">postspan>
- destek ver
- go from pillar to <span class="word-self">postspan>
- mekik dokumak
- inductive <span class="word-self">postspan>
- endüktif post
- local <span class="word-self">postspan> office
- mahalli postane
- military <span class="word-self">postspan>
- kışla
- per <span class="word-self">postspan>
- postayla
- <span class="word-self">postspan>
- (adam) göndermek
- <span class="word-self">postspan>
- postaya atmak
- <span class="word-self">postspan>
- garnizon
- <span class="word-self">postspan>
- (yarışta) başlama/bitiş çekidi
- <span class="word-self">postspan>
- nöbet
- <span class="word-self">postspan>
- {f} postala
Oğluma mektupları postalattım.
- I got my son to post the letters.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please remember to post the letters.
- <span class="word-self">postspan>
- tayin etmek
- <span class="word-self">postspan>
- sakçı çekidi
- <span class="word-self">postspan>
- kazık
- <span class="word-self">postspan>
- dikmek
- <span class="word-self">postspan>
- koymak
- <span class="word-self">postspan>
- karakol
- <span class="word-self">postspan>
- kışla
- <span class="word-self">postspan> box
- posta kutusu
- <span class="word-self">postspan> exchange
- ordu kooperatifi
- <span class="word-self">postspan> office
- postahane
Köşe başında postahane vardı.
- There used to be a post office on the corner.
Evimin önünde bir postahane var.
- There is a post office in front of my house.
- <span class="word-self">postspan> road
- posta yolu
- registered <span class="word-self">postspan>
- taahhütlü posta
- signal <span class="word-self">postspan>
- işaret direği
- stern <span class="word-self">postspan>
- kıç bodoslaması
- behind
- geç
Otobüs on dakika geç kaldı.
- The bus arrived ten minutes behind time.
Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
- Tom spent a few years behind bars.
- <span class="word-self">postspan>
- -sonrası
post game - oyun sonarsı.
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} mektup [brit.]
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} nöbet yeri
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} nokta
- <span class="word-self">POSTspan>
- {i} yer
Şu an için yeni görevinize katlanmalısın. Sana bugünlerden birinde daha iyi bir yer bulacağım.
- You must put up with your new post for the present. I'll find you a better place one of these days.
Postane, şehrin merkezinde yer almaktadır.
- The post office is located in the center of the town.
- behind
- geri kalmış
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes behind.
- behind
- {e} ardından
Güneş bulutların ardından çıktı.
- The sun came out from behind the clouds.
Güneş bulutların ardından çıktı bile.
- Even the sun popped out from behind the clouds.
- behind
- behindhand z
- behind
- zamana ayak uyduramamak
- behind
- borca batmış
- behind
- dili kıç
- behind
- be behind the times geri kafalı olmak
- <span class="word-self">postspan>
- {f} yerleştirmek [ask.]
- <span class="word-self">postspan>
- {f} bilgi vermek
- <span class="word-self">postspan>
- {f} geçirmek (kayıt)
- <span class="word-self">postspan>
- {f} aydınlatmak
- <span class="word-self">postspan>
- {f} afişle ilan etmek
- <span class="word-self">postspan>
- {f} afişe etmek
- <span class="word-self">postspan>
- kışla/posta/direk
- <span class="word-self">postspan>
- (kayıtları) günlük defterden ana
- <span class="word-self">postspan>
- {i} yabancıların kurduğu alışveriş yeri
- <span class="word-self">postspan>
- (power ON SELF TEST) otomatik sınama
- <span class="word-self">postspan>
- postane. f
- <span class="word-self">postspan>
- pref. sonraki
- <span class="word-self">postspan>
- (Diş Hekimliği) sonra, arkasında anlamında
- <span class="word-self">postspan>
- önek sonra
- <span class="word-self">postspan>
- İng. postalamak, postaya vermek
- <span class="word-self">postspan>
- adını listeye koymak
- <span class="word-self">postspan>
- yapıştırmak afişlerle ilan etmek
- <span class="word-self">postspan>
- kusurlarını açığa vurmak
- <span class="word-self">postspan>
- (Askeri) DİKME: Köprüde tabanlı dikme ayaklarda dikme kısmı
- <span class="word-self">postspan>
- geciktiğini veya battığını ilan etmek
- <span class="word-self">postspan>
- {i} ordugâh
- <span class="word-self">postspan>
- {f} ilan yapıştırmak
- <span class="word-self">postspan>
- sonraki
Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.
- He postponed leaving for Hokkaido until next month.
Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.
- Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America.