possessed of a due sense of what one is worth or deserves

listen to the pronunciation of possessed of a due sense of what one is worth or deserves
İngilizce - Türkçe

possessed of a due sense of what one is worth or deserves teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

proud
gururlu

Doktor olmaktan gururluyum. - I am proud of being a doctor.

Alexander Hamilton gururlu bir adamdı. - Alexander Hamilton was a proud man.

proud
{s} kibirli

Ondan hoşlanmadım çünkü çok kibirli. - I don't like him because he is too proud.

Aşk sabırlıdır, aşk şefkatlidir. Kıskanmaz, övünmez, kibirli değildir. - Love is patient, love is kind. It does not envy, it does not boast, it is not proud.

proud
{s} kibirli: He's too proud to apologize. O kadar kibirli ki özür bile dilemez
proud
göğsü kabarmak
proud
göğüsü kabarmak
proud
grurlu
proud
muhteşem
proud
heybetli
proud
özünü beğenmiş
proud
proud flesh tıb
proud
{s} görkemli
proud
proudheartedkibirli
proud
(sıfat) gurur verici, azametli, gururlu, onurlu, şerefli, mağrur, kibirli, görkemli, kabarmış
proud
canlı görkemli
proud
izzetinefsi olan
proud
{s} azametli
proud
{s} şerefli

Şerefli ölmektense şerefsiz yaşamak daha iyidir. - Better to live dishonored than die proud.

proud
{s} gurur verici

O en gurur verici anlarımdan biriydi. - It was not one of my proudest moments.

Hayatımın en gurur verici anıydı. - It was the proudest moment of my life.

İngilizce - İngilizce
proud

I was too proud to apologise.

possessed of a due sense of what one is worth or deserves

    Heceleme

    pos·sessed of a due sense of what one I·s Worth or deserves

    Türkçe nasıl söylenir

    pızest ıv ı dyu sens ıv hwʌt hwʌn îz wırth ır dîzırvz

    Telaffuz

    /pəˈzest əv ə ˈdyo͞o ˈsens əv ˈhwət ˈhwən əz ˈwərᴛʜ ər dəˈzərvz/ /pəˈzɛst əv ə ˈdjuː ˈsɛns əv ˈhwʌt ˈhwʌn ɪz ˈwɜrθ ɜr dɪˈzɜrvz/