O kendinden emin ve güçlü.
- He's confident and strong.
Nasıl bu kadar kendinden emin olabiliyorsun?
- How can you be so confident?
Tom çok kendine güvenen değil.
- Tom isn't so confident.
Mary kendine güvenen ve bağımsızdır.
- Mary is confident and independent.
Tenis maçını kazanacağımdan eminim.
- I'm confident that I'll win the tennis match.
Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.
- He looked confident but his inner feelings were quite different.
Güvenli hissetmelisin.
- You should feel confident.
Ben güvenli hissediyordum.
- I was feeling confident.