Sizin için açık bırakılmış birkaç üst düzey pozisyon var.
- There are few high-ranking positions left open for you.
Ben, istediğim pozisyonu alamadım.
- I failed to get the position I wanted.
Senin konumunu mükemmel şekilde anlıyorum.
- I understand your position perfectly.
Sana tavsiye verecek konumda değilim.
- I'm not in a position to give you advice.
Onu tartışacak durumda değilim.
- I'm not in a position to discuss that.
Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
- Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
Başkan konuyla ilgili kişisel görüşünü belirtti.
- The president stated his position on the issue.
Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
- My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university.
O on yıldır şimdiki görevinde kaldı.
- She has remained in her present position for ten years.
Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir görev anlamına gelmez.
- A big title does not necessarily mean a high position.
Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
- My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university.
CEO'nun işbirliği yapma konusundaki isteksizliği bizi zor duruma soktu.
- The CEO's unwillingness to cooperate put us in a difficult position.
O, firmada önemli bir konumu işgal eder.
- He occupies a prominent position in the firm.
Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
- My elder brother got a position in a big business.
Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir görev anlamına gelmez.
- A big title does not necessarily mean a high position.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my position.
Yerinde olsam, onu derhal yaparım.
- Were I in your position, I would do it at once.
Takım yıldızları gökyüzündeki yıldızların konumlarını tanımaya yardım etmek için faydalı bir yol olabilir.
- Constellations can be a useful way to help identify positions of stars in the sky.
Başkan konuyla ilgili kişisel görüşünü belirtti.
- The president stated his position on the issue.
Bu pozisyon beni son derece savunmasız hissettiriyor.
- This position makes me feel extremely vulnerable.
Chief of Staff is the second-highest position in the army.
My position on this issue is unchanged.
Stand in this position, with your arms at your side.
Strong earnings have bolstered the company's financial position.
Stop running all over the field and play your position!.
The first chapter is a position paper on explanation in the social sciences, a plea for mechanisms as opposed to law-like principles.
Smith once again enjoys the pole position.
A day or two later we took down another seller and this time the rookie performs the search. Assume the position! he tells the guy. So the guy leans against the side of the car.
Smith is in the bubble position, having barely beaten out Jones for the last spot.
... What would be your position on those things, which are important to the middle class? ...
... Google's general position is that we're in favor of a ...