Arkadaşlarımdan biri iyi-tanınmış bir sanatçıyı onun karısının portresini yapması için görevlendirdi.
- A friend of mine commissioned a well-known artist to paint a portrait of his wife.
O portre bana uzun süre önce tanıdığım birini hatırlatıyor.
- That portrait reminds me of someone I knew a long time ago.
Tom manzara fotoğrafları çekmeyi seviyor; Mary portreleri seviyor.
- Tom likes to photograph landscapes; Mary prefers portraits.
O, kraliyet portrelerini yaparak geçimini sağlayan bir sanatçıydı.
- He was an artist who earned a living by painting royal portraits.
The author painted a good portrait of urban life in New York in his latest book.
... for the smaller screen. For example, in portrait mode, navigation is more list driven and you ...
... We made a portrait of you taking the millions of ...