İşteki başarısızlığı onu beş parasız bıraktı.
- His failure in business left him penniless.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Sorun onun beş parasız olmasıdır.
- The problem is that he is penniless.
Beş parasız değilsin.
- You're not penniless.