Bazı fabrikalar çevreyi kirletir.
- Some factories pollute the environment.
Kanalizasyon çoğunlukla okyanusu kirletir.
- Sewage often pollutes the ocean.
Bu nehir kirli değildir.
- This river is not polluted.
Yaşadığım yerdeki kirliliğin daha az olmasını çok isterdim.
- I would very much like the place where I live to be less polluted.
Kirletenler başkalarına yükledikleri masrafları ödemeliler.
- Polluters should pay the costs that they impose on others.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
Okyanusun büyük alanları kirletildi.
- Large areas of the ocean are polluted.
Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.
- Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.
Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.
- Recycling reduces pollution and waste.
Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.
- Most living creatures in the sea are affected by pollution.
Kirlilik yıldan yıla kötüleşiyor.
- From year to year, pollution is worsening.
Tom bu nehirde yüzmeyi sevmiyor. O onun çok kirli olduğunu söylüyor.
- Tom doesn't like swimming in this river. He says it's too polluted.
Bu nehir kirli değildir.
- This river is not polluted.
Çevre kirliliğinin bir sonucu olarak gölde hiç bir yaşam formu mevcut değil.
- As a result of pollution, the lake is without any form of life.
Çünkü şehirlerde çevre kirliliği var.
- Because there's pollution in the cities.
The factory polluted the river when it cleaned its tanks.
The lights from the stadium polluted the night sky, and we couldn't see the stars.
Goodbye from the world's biggest polluter. - George W. Bush to world leaders at the G8 Summit,.
Nobody visits the river any more because of all the pollution.