He had decided on a new policy.
- O, yeni bir politika izlemeye karar verdi.
Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
- Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
After the war, Ford entered politics.
- Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.
I am trying to understand the politics of my country.
- Ülkemin politikasını anlamayı deniyorum.
Pacifism is an untenable ideology.
- Barışçı politika savunulamaz bir ideolojidir.