Tom bizim fikirlerimizi sormadı.
- Tom didn't ask for our opinions.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.
- He always values his wife's opinions.
Bütün plân sadece onun kişisel görüşleri üzerine kurulu.
- The whole plan is only based on his personal opinions.
Bir erkeği düşmanlarının düşünceleriyle yargılama.
- Don't judge a man by the opinions of his enemies.
Kendi düşüncelerimi ifade etme hakkım var.
- I have the right to express my own opinions.