Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- I'm pleased to meet you.
Bu ayakkabılardan memnunum.
- I'm pleased with these shoes.
Yağmura rağmen bu yolculuk beni çok memnun etti, genel olarak.
- In spite of the rain, this trip very much pleased me, on the whole.
Seni memnun ettim, değil mi?
- I pleased you, right?
Ben senin hoşnut olmandan memnunum.
- I'm glad you're pleased.
Ben senin hoşnut olacağını düşündüm.
- I thought you'd be pleased.
Tom çok keyifli olacak.
- Tom will be so pleased.
Tom keyifli görünmüyordu.
- Tom didn't look pleased.
Davranışından memnun olmaktan uzağım.
- I am far from pleased with your behavior.
Onu memnun etmek zor.
- It's hard to please him.
Onu memnun etmek zor.
- She's hard to please.
Lütfen burayı imzalayın.
- Please sign your name here.
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- I'm pleased to meet you.
Seni tekrar gördüğüme memnun oldum.
- I am pleased to see you again.
Onu mutlu etmek oldukça zordur.
- He is rather hard to please.
Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
- Please don't smoke cigarettes no matter what.
Her presentation pleased the executives.
May I help you? —Please.
Oh, please, do we have to hear that again?.
Just do as you please.
Could you tell me the time, please?.
... I think that you'll be pleased with the direction that our assessments and our testing system ...
... chance to be with the president. I am pleased to be at the University of Denver, appreciate ...