Gemi ile okyanusu geçmek çok güzel.
- It is very pleasant to cross the ocean by ship.
Başkalarına güzel bir şekilde davranmak benim için çok zordu.
- It was hard for me to act pleasantly to others.
Hiçbir şey sabah yapılan bir yürüyüş kadar hoş değil.
- Nothing is as pleasant as a walk in the morning.
Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Platoda yürüyüş yapmak zevklidir.
- It's pleasant to take a walk on the plateau.
Kırsalda gezmeyi zevkli buldum.
- I found it pleasant walking in the country.
Hayatta hiçbir şey keyifli değildir.
- Nothing is pleasant in life.
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
- It is pleasant to watch a loving old couple.