Dün gece güzel bir rüya gördüm.
- I had a pleasant dream last night.
Başkalarına güzel bir şekilde davranmak benim için çok zordu.
- It was hard for me to act pleasantly to others.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
- What a pleasant surprise to see you here!
Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim.
- You were so nice to me, and I had a really pleasant trip. Thanks so much.
Kırsalda gezmeyi zevkli buldum.
- I found it pleasant walking in the country.
Platoda yürüyüş yapmak zevklidir.
- It's pleasant to take a walk on the plateau.
Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
- What a pleasant journey we had!
Hayatta hiçbir şey keyifli değildir.
- Nothing is pleasant in life.
Biz sizin koşullarınızla anlaşmaya hazırız.
- We are agreeable to your conditions.
Bizim planımız için uygun musun?
- Are you agreeable to our plan?
Ben çok hoş hissediyorum.
- I'm feeling very agreeable.
Onun hoş bir sesi var.
- She has an agreeable voice.
Tom Mary'yi gördüğüne hoş bir şekilde şaşırmıştı.
- Tom was pleasantly surprised to see Mary.
Tom hoş bir şekilde şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed pleasantly surprised.
O, çok uzlaşmacı bir insandır.
- He is a very agreeable person.
Biz sizin koşullarınızla anlaşmaya hazırız.
- We are agreeable to your conditions.
to destroy the affections of truth, and thereby the pleasantnesses and happinesses of heaven.
... to take advantage of a pleasant stopover away from the our differences and the ...
... is difficult to grow and harvesting is by no means a pleasant experience ...