Bu herkes için memnuniyet verici olmalı.
- That should be pleasing to anyone.
Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
- My immediate boss is tough to please.
Onu memnun etmek zor.
- She's hard to please.
Senden oldukça memnunum.
- I am pretty pleased with you.
Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- I'm pleased to meet you.
Lütfen çok hızlı konuşma.
- Please don't speak so fast.
Lütfen burayı imzalayın.
- Please sign your name here.
Adam kendini savunmak için yalvardı.
- The man pleaded self-defence.
Bir savunma pazarlık söz konusu değildir.
- A plea bargain is out of the question.
Oyun izleyiciyi memnun etti.
- The play pleased the audience.
Yağmura rağmen bu yolculuk beni çok memnun etti, genel olarak.
- In spite of the rain, this trip very much pleased me, on the whole.
Tom çok keyifli olacak.
- Tom will be so pleased.
Tom keyifli görünmüyordu.
- Tom didn't look pleased.
Ben senin hoşnut olmandan memnunum.
- I'm glad you're pleased.
Ben senin hoşnut olacağını düşündüm.
- I thought you'd be pleased.
Davalı lütfen ayağa kalkın.
- The defendant will please rise.
Ne ima ettiğini bildiğimden emin değilim. Lütfen mümkünse onu farklı biçimde ifade et.
- I'm not sure I know what you're getting at. Please express it differently if you can.
İstediğiniz gibi kendinizi ifade edin.
- Express yourself as you please!
Onu mutlu etmek oldukça zordur.
- He is rather hard to please.
Davranışından memnun olmaktan uzağım.
- I am far from pleased with your behavior.
Lütfen Tom'a buraya gelmesini ve bu formları doldurmamız için bize yardım etmesini rica et.
- Please ask Tom to come here and help us fill out these forms.
Lütfen ona beni aramasını rica edin.
- Please ask him to call me.
Lütfen Tom'a özürlerimi ilet.
- Please extend my apologies to Tom.
Lütfen özürümüzü kabul edin.
- Please accept our apologies.
Benim bahanelerimi duymazdan geliyordu.
- He was deaf to my pleas.
Lütfen yazılı talep doldurun.
- Please file a written request.
Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
- Please don't smoke cigarettes no matter what.
Bu şarap damağa hoş geliyor.
- This wine is pleasing to the palate.
Bu senin için hoş mu?
- Is it pleasing to you?
Can we this quote? The Supreme Judicial Court shall have cognizance of pleas real, personal, and mixed. --Laws of Massachusetts.
a plea for mercy.
Her presentation pleased the executives.
May I help you? —Please.
Oh, please, do we have to hear that again?.
Just do as you please.
Could you tell me the time, please?.