playful, often noisy, activity

listen to the pronunciation of playful, often noisy, activity
İngilizce - Türkçe

playful, often noisy, activity teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fun
{i} eğlenme

Tom eğlenmeyi seviyor. - Tom likes to have fun.

Tom'un eğlenmediği izlenimini aldım. - I got the impression Tom wasn't having any fun.

fun
eğlence

Parkta oynamak eğlenceliydi. - It was fun playing in the park.

Müzik dinlemek çok eğlenceli. - It is a lot of fun to listen to music.

fun
eğlenmek

Tom sadece eğlenmek istiyor. - Tom just wants to have fun.

Sadece eğlenmek istiyor. - He just wants to have fun.

fun
f s eğlence
fun
eğlendirici
fun
neşe

O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi. - He amused us with a funny story.

fun
eğlenceli

Motosiklete binmek eğlencelidir. - It's fun to ride a motorcycle.

Parkta oynamak eğlenceliydi. - It was fun playing in the park.

fun
şaka etmek
fun
oyunculuk
fun
zevk

Tom zevk için tartışan insan türüdür. - Tom is the kind of guy that argues for fun.

Sadece zevk için okula gelmeyin. - Don't come to school just for fun.

fun
{i} alay

Bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir. - A teacher should never make fun of a pupil who makes a mistake.

Tom'la alay etmemelisin. - You shouldn't make fun of Tom.

fun
{i} şaka

Belden aşağı şakalar yapman terbiyesizlik. - It is impudent of you to make fun of adults.

Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu. - Tom didn't think Mary's joke was funny at all.

fun
{f} k.dili. şaka etmek
fun
hoş for fun işin içine para katmadan şaka ol sun diye in fun şakadan
fun
latife olarak Like funl Yok canıml make fun of
fun
k dili eğlendirici
İngilizce - İngilizce
fun