O, açık ara farkla takımda en iyi oyuncudur.
- He is by far the best player on the team.
Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.
- We regard him as the best player on the team.
Onlar profesyonel oyuncu oldu.
- They became professional soccer players.
Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.
- This factory produces CD players.
Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.
- I just bought the latest version of this MP3 player.
Biz basketbol oyuncusuyuz.
- We are basketball players.
Tüm oyuncular kolları bağlanmış olarak orada durdular.
- All the players stood there with their arms folded.
Almanya'nın iyi futbolcuları vardır.
- Germany has good football players.
Futbolcular çok para kazanır .
- Football players make a lot of money.
Büyüyünce tenisçi olmak istiyor.
- She wants to be a tennis player when she grows up.
Tüm zamanların en büyük tenisçisi kimdir, Roger Federer mi yoksa Rafael Nadal mı?
- Who is the greatest tennis player of all time, Roger Federer or Rafael Nadal?
The original five-tool player, Ewing is widely considered the greatest ballplayer of the nineteenth century.
... of government ' is not to become the economic player picking winners and losers, telling ...
... It's about Buster Posey, a particular player, as well. ...