Açıklama makul geliyor ama bu sadece tutarlı değil.
- Your explanation sounds plausible, but it just doesn't hold water.
Benim açıklamam çok basitti ve yeterince makuldü. Birçok yanlış teorilerin olduğu gibi.
- Very simple was my explanation, and plausible enough—as most wrong theories are!
Tom'un hipotezi mantıklıdır.
- Tom's hypothesis is plausible.
Sizin hipotez mantıklı.
- Your hypothesis is plausible.
Bilimsel olarak olası mı?
- Is it scientifically plausible?
Çok akla yatkın geliyor.
- It sounds very plausible.
Sami'nin akla yatkın bir mazereti vardı.
- Sami had a plausible alibi.
O, inandırıcı bir hikayedir.
- It's a plausible story.
Olasılık farklı koşullarla değişir.
- Plausibility changes with different circumstances.
Plausibly, she said she'd been working at the time.
... drives you past more McDonalds when the kids are in the back seat. It's going to be plausible, ...
... But quite a lot of the ideas are plausible, and those we ...