It appears that the bank robbery was planned right down to the last detail.
- Görünen o ki, banka soygunu en ince ayrıntısına kadar planlanmış.
I had something planned.
- Planlanmış bir şeyim vardı.
The meeting has already been scheduled.
- Toplantı zaten planlanmıştı.
I have another meeting scheduled.
- Planlanmış başka bir toplantım var.
I believe we have a staff meeting scheduled for 2:30.
- 2.30'da planlanan bir personel toplantımız olduğuna inanıyorum.
What time is your plane scheduled to take off?
- Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır?
I believe we have a staff meeting scheduled for 2:30.
- 2.30'da planlanan bir personel toplantımız olduğuna inanıyorum.
What time is your plane scheduled to leave?
- Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır.
I doubt that Tom planned to spend so much time on that project.
- Tom'un o proje üzerinde çok fazla zaman harcamayı planladığından şüpheliyim.
Tom asked Mary whether she planned to swim or not.
- Tom Mary'ye yüzmeyi planlayıp planlamadığını sordu.
You must accommodate your plans to mine.
- Sen planlarını benimkine uydurmalısın.
I'm following the plans made by congress.
- Kongre tarafından yapılan planlara uyuyorum.
I'd intended to have my homework finished by now.
- Şimdiye kadar ev ödevimi bitirtmeyi planlamıştım.
He intended to have visited Naples last year.
- O geçen sene Napoli'yi ziyaret etmeyi planlamıştı.
I'll ask him where he is planning to go during the vacation.
- Tatil sırasında onun nereye gitmeyi planladığını ona soracağım.
As God as my witness Tom, I didn't tell her about the surprise party you're planning.
- Tanrı şahidimdir ki Tom, planladığın sürpriz partiden ona bahsetmedim.