plan, goal, aim, objective; meaning, intention, significance

listen to the pronunciation of plan, goal, aim, objective; meaning, intention, significance
İngilizce - Türkçe

plan, goal, aim, objective; meaning, intention, significance teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

intent
niyet

İşlerine karışmaya niyetim yok. - I have no intention of meddling in your affairs.

Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı. - The man attacked her with the intention of killing her.

intent
{i} amaç

Amaçlarını bilmem gerekiyor. - I need to know your intentions.

Onların amaçları açıktır. - Their intentions are obvious.

intent
{i} gaye
intent
{s} niyetli

Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi. - The police were intent on stopping the criminal.

Tom yapmak istemediği bir şey yapmaya niyetli değildi. - Tom had no intention of doing anything he didn't want to do.

intent
azimli
intent
dikkatli
intent
dik

Tom dikkatle Mary'ye baktı. - Tom stared at Mary intently.

Kuşları dikkatle ve sevinçle izledi. - She watched the birds intently and joyfully.

intent
{i} kasıt

Onun hatası kasıtlıydı. - His mistake was intentional.

Onun kasıtlı olmadığına eminim. - I'm sure that wasn't intentional.

intent
(sıfat) niyetli, istekli, hevesli, kararlı, meşgul, dalmış, dikkatli
intent
{s} kararlı
intent
{s} istekli
intent
{s} dalmış
intent
(Mukavele) niyet, maksat
intent
{s} hevesli
intent
intently dikkatle
intent
(isim) niyet, maksat, amaç, gaye, kasıt
İngilizce - İngilizce
{i} intent
plan, goal, aim, objective; meaning, intention, significance