Onun şeyleri abartmak için bir eğilimi var gibi görünüyor.
- She seems to have a tendency to exaggerate things.
Eğitimin önemini abartmak imkansız.
- It is impossible to exaggerate the importance of education.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır.
- It is impossible to exaggerate the importance of the habit of early rising.
Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.
- The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.
Tom abartma eğilimindedir.
- Tom tends to exaggerate.