Dışarıda çok sert bir soğuk vardı.
- It was piercingly cold outside.
Dışarıda çok sert bir soğuk vardı.
- It was piercingly cold outside.
Tom'un delici bir sesi var.
- Tom has a piercing voice.
O beni delici gözleriyle büyülüyor.
- He enchants me with his piercing eyes.
Tom'un keskin mavi gözleri var.
- Tom has piercing blue eyes.
Gemi keskin bir düdükle limandan ayrıldı.
- With a piercing whistle, the ship sailed from the port.
Tom'un delici bir sesi var.
- Tom has a piercing voice.
Senin çok delici gözlerin var.
- You have very piercing eyes.