physical temperament or constitution; as, a full habit of body

listen to the pronunciation of physical temperament or constitution; as, a full habit of body
İngilizce - Türkçe

physical temperament or constitution; as, a full habit of body teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

habit
{i} alışkanlık

Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi. - I think that our living together has influenced your habits.

Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır. - It's easy to fall into bad habits.

habit
{i} adet

Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır. - Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.

habit
{i} yapı
habit
{i} bağımlılık

Sigara içmek bir alışkanlık değil ama bir bağımlılıktır. - Smoking is no habit but an addiction.

Sigara içmek alışkanlık değildir; bir bağımlılıktır. - Smoking is not a habit; it's an addiction.

habit
{i} kafa yapısı
habit
{i} elbise
habit
mizaç
habit
alışkanlıklar

Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır. - It's easy to fall into bad habits.

Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir. - Cats show emotional habits parallel to those of their owners.

habit
(Tıp) İtiyat, alışkanlık, huy
habit
özel kılık
habit
(isim) alışkanlık, adet, huy, yapı, kafa yapısı, bağımlılık, elbise, kıyafet, yaşam biçimi
habit
{i} (Hristiyanlık) din görevlilerine özgü kıyafet
habit
habitüs
habit
düşkünlük
habit
habitforming iptilâ
habit
{i} alışkanlık, itiyat, âdet
habit
{i} yaşam biçimi
habit
alışkı

Erken kalkmaya alışkındı. - He was in the habit of getting up early.

O kötü alışkınlıktan kurtulmalısın. - You must get rid of that bad habit.

habit
{i} kıyafet
İngilizce - İngilizce
habit
physical temperament or constitution; as, a full habit of body