Babama fotoğrafımı çektirdim.
- I had my photograph taken by my father.
Fotoğraf çekmemelisiniz.
- You aren't allowed to take photographs.
Onlar her şehri fotoğraflamak istiyor.
- They want to photograph every city.
Puro içen bir eşeği fotoğraflamak için yapılan tüm girişimler başarısız oldu.
- All attempts to photograph a donkey smoking a cigar failed.
She photographs well. The camera loves her.
Who's the photographer?
- Who is the photographer?
A photograph cannot explain the reasons.
- A photograph can't explain the reasons.