pervaz

listen to the pronunciation of pervaz
Türkçe - İngilizce
shelf
fringe
rib
jamb
wale
sill

I wiped the window sill with a paper towel. - Bir kağıt havluyla pencere pervazını sildim.

Tom sat on the window sill. - Tom pencere pervazına oturdu.

architrave, molding, casing (around a door or window)
molding
ribbon
dressing
cincture
reveal
border, cornice, fringe, moulding
moulding
cornice
cyma
border, edging (attached to the edge of a skirt or a sleeve)
wheal
(Tekstil) facing
(İnşaat) plinth
(Arkeoloji) bead
(Tekstil) trimming
(İnşaat) skirting
strip
taenia
lath

Door laths.

(Mühendislik) fillet
pervaz taşı
jambstone
dar pervaz
reglet
dışbükey pervaz
astragal
kendinden kıvırma pervaz
(Tekstil) grown-on facing
kendinden kıvırma pervaz
(Tekstil) grown -on facing
konveks pervaz
torus
oyuk pervaz
(Mimarlık,Teknik) cavetto
yuvarlak pervaz
(İnşaat) roll molding
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Nur
(Osmanlı Dönemi) Saçak
(Osmanlı Dönemi) Ayna. Dolap
(Osmanlı Dönemi) Uçan, uçucu gibi mânâlara gelerek birleşik kelimeler yapılır
(Osmanlı Dönemi) f. Kanat açmak, uçmak. Uçan, uçucu
(Osmanlı Dönemi) İnce, uzun tahta
(Osmanlı Dönemi) Saçmak
(Osmanlı Dönemi) Hücre
(Osmanlı Dönemi) Karargâh
Kapı, pencere gibi yerlerin kenarlarına geçirilen ensiz parça
Uçuş
Giysilerin yaka, kol, etek gibi yerlerine veya kumaştan yapılmış diğer eşyaların kenarlarına geçirilmiş, dar, uzun parça
(Osmanlı Dönemi) kanat açmak, uçmak
Cilt kapağının iç tarafına konulan deri parçası
Bir şeyin çevresine veya kenarına uzunluğuna eklenen dar kenarlık