Keşke daha özel olabilsem.
- I wish I could be more specific.
O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.
- Genes consist of a specific sequence of DNA.
Amerikan futbolunda defansın belirli bir işi var.
- In American football the defense has a specific job.
Tom daha spesifik olmalı.
- Tom needs to be more specific.
O senin için yeterince spesifik mi?
- Is that specific enough for you?
Özellikli bilgi istiyorum.
- I want specific information.
Özellikli bilgi istiyorum.
- I want specific information.
O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.