Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.
- Because the personal computer here cannot change the system, nothing can be done.
Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
- Personal computers are of great use.
Şahsi bir çek kabul eder misiniz?
- Will you take a personal check?
Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?
- Why do you always have to get so personal when we have an argument?
Bu Tom Jackson, benim özel asistanım.
- This is Tom Jackson, my personal assistant.
Benden gitmemi istediler çünkü özel bir konuşma yapacaklardı.
- They asked me to leave because they were going to have a personal talk.
Bence bu kişiye özel.
- I think it's personal.
In many places blind persons sell lottery tickets.
- An vielen Orten verkaufen blinde Personen Lotterielose.
One out of three persons in this city has his own car.
- In dieser Stadt hat eine von drei Personen ihr eigenes Auto.