(Askeri) ATEŞLEMEYİ GECİKTİRME DÜZENİ: Önceden tespit edilmiş gizli bir kod veya düzen konuluncaya kadar ateşlemeye engel olmak üzere bir nükleer silah sistemine dahil edilmiş veya bağlanmış bir tertibat. Bu tertibat; silah veya silah sistemi içindeki aksamı faaliyete geçirecek olan silah veya silah sistemi dış teçhizatını ve kablolarını içine alabilir
A permissive person, society, or way of behaving allows or tolerates things which other people disapprove of. the permissive tolerance of the 1960s + permissiveness per·mis·sive·ness Permissiveness and democracy go together. not strict, and allowing behaviour that many other people would disapprove of
granting or inclined or able to grant permission; not strict in discipline; "direct primary legislation is largely permissive rather than prescriptive"; "permissive parents"
The legally compensable destruction of the value of property through the failure of a life tenant to maintain the property to the point where it falls into disrepair