Tom'un hiçbir daimi adresi yok.
- Tom has no permanent address.
Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir.
- Permanent peace is nothing but an illusion.
Herkes kalıcı barış istiyor.
- Everybody wants permanent peace.
Kalıcılık ekstra bir maliyettir.
- A permanent costs extra.
Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti.
- The man turned permanently blue after he drank the silver solution.
Süreklilik ekstra bir maliyettir.
- A permanent is extra.
Süreklilik ekstra bir maliyettir.
- A permanent is extra.
Nothing in this world is truly permanent.
... Permanent settlements begin. ...
... a permanent were for ...